Tweet |
"Bugün, Türkiye-AB İlişkilerinde Bir Milat"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ben bugünün, 16 Aralık tarihinin, attığımız bu imzaların, Türkiye-AB ilişkilerinde bir milat olduğuna inanıyorum" dedi.
Erdoğan, Ankara Palas`ta Türkiye ile AB arasında, Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni ve Geri Kabul Anlaşması imza törenine katıldı. Törende konuşan Erdoğan, önemli bir reform niteliği taşıyan yabancılar ve uluslararası koruma kanunu gibi düzenlemeleri tek tek hayata geçirdiklerini belirterek, "Önümüzdeki dönemde vatandaşlarımıza en kısa süre içerisinde vize muafiyeti sağlanabilmesini teminen, geri kabul anlaşmasının uygulanmasına ilişkin süreç kararlılıkla sürdürülecektir" diye konuştu.
Türkiye-AB ilişkilerinin bir süredir ivme kaybına uğradığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu kaybın Türkiye tarafından kaynaklanmadığı bütün dostlarımız çok iyi biliyorlar ve eminim ki, takdir de ediyorlar. Son dönemde 22. faslın müzakerelere açılmasının ardından bugün attığımız imzalar müzakere sürecine yeni bir heyecan getirdi. Şimdi Ocak ayındaki bir dizi temasla AB sürecimize daha fazla ivme ve daha fazla heyecan kazandıracağız. Şunu özellikle söylemek isterim. Her Bakanlar Kurulu toplantımızın değişmez bir maddesi vardır. O madde AB süreci ile alakalı maddedir. 15 gün içinde ne yaptınız. 15 gün içinde de gelecek 15 gün için ne yapacaksınız. Ben süreci hep cebimde taşıyorum. Her zaman yanımda. Şu gördüğünüz AB ile ilgili bütün chapterlara yönelik şu ana kadar hangileri halloldu, hangileri şu anda görüşülmekte, hangileri hallolacak. Yanımda taşıyorum. Takip ediyorum. Bunu biran önce halletmemiz gerekiyor."
-Ocak`ta, Brüksel`e resmi ziyaret
Erdoğan, 21 Ocak`ta Brüksel`e resmi ziyaret gerçekleştirecekleri bilgisini vererek, ziyaretleri sırasında AB Konseyi Başkanı, AB Komisyonu Başkanı ve Avrupa Parlamentosu Başkanı ile görüşmelerde bulunacaklarını dile getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande`ın 27-28 Ocak`ta Türkiye`yi ziyaret edeceğini bildiren Erdoğan, "İnanıyorum ki bu trafik ziyaret ve temaslarla devam edecek ve 2014 yılı Türkiye-AB ilişkileri açısından inşallah farklı bir yıl olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Bölgede yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin, Türkiye`nin bölgesel ve küresel önemini teyit ettiğini hatırlatan Erdoğan, küresel finans krizinde Türkiye ekonomisinin son derece sağlam, dayanıklı ve dirençli bir duruş sergilediğini ifade etti. Erdoğan, Türkiye ekonomisinin ilk 9 aylık büyüme ortalamasının yüzde 4 olarak gerçekleştiğini ve bunun da AB ortalamasının üzerinde olduğunu vurguladı.
Erdoğan, IMF ile ilişkilerin 14 Mayıs`ta ödenen son borç dilimiyle farklı bir boyut kazandığına dikkati çekerek, "Şu anda Türkiye`nin IMF`ye borcu yok. Hatta Türkiye IMF’ye 5 milyar dolar borç vermek için de anlaşmasını yaptı, hazır bekliyoruz. Böyle bir noktadayız" diye konuştu.
Bölgedeki siyasi çalkantılar
Bölgedeki siyasi çalkantılar karşısında son derece net ve ilkeli bir tavır belirlendiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mısır`da çok güçlü bir şekilde demokrasiyi savunduk. Sandık yoluyla gelmiş bir yönetimin ancak ve ancak sandık yoluyla gidebileceğini vurguladık ve askeri darbeyi şiddetle kınadık, eleştirdik. Suriye meselesine aynı şekilde tamamen insani nazarla bakıyoruz. 150 binden fazla masum insanın hayatını kaybettiği Suriye`de şu anda hergün 10`ar 10`ar çocuklar ölüyor. Bazen bu sayı yüzleri buluyor. Üstelik çocuklar artık kurşunlardan, bombalardan dolayı değil, açlık ve soğuktan dolayı hayatlarını kaybediyor. Filistin`de, Gazze`de insani dram her geçen gün farklı bir boyut kazanıyor. İdam cezasının olmadığı AB`nin özellikle Bangladeş`teki idam uygulamasına karşı sesini çok daha yükseltmesini beklerdik. Ama maalesef sesini ben duyamadığıma göre dünyada duymamıştır. Bu konudaki hassasiyette çok çok önemliydi.
Ambargo altında zor günler geçiren Gazze, şu anda bir de sel baskınlarına karşı ayakta durma çabası veriyor. Myanmar`dan Afganistan`a, Irak`tan Somali`ye kadar her ülkede, her coğrafyada Türkiye olarak sadece hakkı, hukuku, adaleti ve vicdanı savunuyoruz. AB bu saydığım meselelerde suskun ya da etkisiz kalmayı tercih etmemeliydi. Türkiye, bu meselelerde evrensel insani değerleri, en güçlü şekilde savunuyor, savunmaya devam edecek."
Erdoğan, son dönemde yaşanan olayların AB`nin Türkiye`ye olan ihtiyacını net şekilde ispat ettiğini ve Türkiye`nin AB`nin ekonomisine, birlikte yaşama kültürüne, siyasetine ve dış politikasına önemli katkılar sağlayacak bir ülke olduğuna vurgu yaparak, "Yaşanan acı hadiselerden ders çıkararak, AB içinde Türkiye hakkındaki tartışmaların ve özellikle de ön yargıların ve engellemelerin tekrar gözden geçirilmesi en büyük arzumuzdur. AB içindeki tüm dostlarımızdan bu çabayı, bu gayreti bekliyoruz. Ben bugünün, 16 Aralık tarihinin, attığımız bu imzaların, Türkiye-AB ilişkilerinde bir milat olduğuna inanıyorum. Atılan bu adımların, ocak ayında yapılacak ziyaretlerin, Türkiye ile AB arasında yeni bir süreci başlatmasını arzu ediyorum. Vizesiz AB ve Geri Kabul Anlaşması`nın mutabakatının hayırlara vesile olmasını bir kez daha diliyorum. Sürece katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.