İlk olarak 1996 yılında Delta Marine ile denize açılan firma, Delta’nın işlerini daha disiplinli ve titiz bir çalışmayla sahada uygulamak amacıyla 2003’te Omega Marine`i kurdu.

İlk olarak 1996 yılında Delta Marine ile denize açılan firma, Delta’nın işlerini daha disiplinli ve titiz bir çalışmayla sahada uygulamak amacıyla 2003’te Omega Marine şirketini kurdu. Firma işindeki ileri mühendislik ve yazılım hizmetleri için de Mesh adlı yeni bir şirket daha kurarak gemi inşa sanayisine sunduğu hizmetleri kusursuzlaştırma çalışmalarını sürdürdü. Firma, günümüzde dünyanın pek çok yerine proje ihraç eden, pek çoğu özel olmak üzere yüzlerce projenin altında imzası olan bir şirket olarak denizdeki yolculuğuna devam ediyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Şener ile yaptığımız söyleşide Şener; “Her şey doğada var. Doğanın deniz, akarsu, kısaca akışkan özelliklerini kullanarak gemilerimizi yüzdürmüşüz. Biz de işimize böyle başladık. İyi proje yaptık, dünya markası olduk” diyor.
Aynı çatı altında üç şirketle gemi sanayi sektörüne hizmet veriyorsunuz. Şirket yapılanmanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Gemi deyince, Arşimet’in yüzmeyi prensibi suyun kaldırma kuvvetini keşfettiği, “Buldum buldum!” diye bağırdığı zamana kadar gidebiliriz. Gemileri eskiden rüzgar, yelken ya da kürekle götürmüşler, sonra motor takmışlar. Şimdi ise envai çeşit motorlar üretilmiş. Gemi yüzlerce yıldır gelişmekte olan bir ürün. Doğayı yenmeye çalışıyor insanoğlu. Kartalı gözlemiş uçak yapmış, yunusu gözlemiş denizaltı yapmış. Her şey doğada var. Doğanın deniz, akarsu, kısaca akışkan özelliklerini kullanarak gemilerimizi yüzdürmüşüz. Biz de işimize böyle başladık. İyi proje yaptık, dünya markası olduk. Gayet iddialıyız hiç mütevazı değiliz. Kendi projelerimizi yapıyoruz. Türkiye’de konteynır gemilerinin çokça yapıldığı dönemlerde, 1996’da ilk şirketimizi Delta’yı kurduk. Biz dünyadaki trendin kimyasal tankerlere doğru seyredeceğini öngördük ve Türkiye’de kimyasal tanker projesi geliştirdik. İlk projeleri uyguladık. Çin henüz yükselişine geçmemişti. Avrupa’da cazibe merkezi haline geldik. O dönem çok sayıda gemi yapıldı. Delta Marine olarak meslekte kısa sayılabilecek bir dönem içinde yüzlerce projeye imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ürün portföyümüzde her cins gemi projesi vardır. Projelerimizi yaparken yabancı müşterilerimiz “Projelerinizde gördüğümüz kaliteyi tersanelerinizde de görmek istiyoruz”  dediler. Bu sebeple 2003 yılında Omega Mühendislik Şirketi’ni kurduk. Omega Marine, Delta’nın yaptığı projelerin sahada uygulamalarını yapmak için kuruldu. Sonra çabuk büyüdü, kendi gemilerini yaptı. Birini 2009’da İtalya’ya D’Alesio gruba sattık, diğer gemimizi ise 2011’de Rusya Gazprom’a verdik. Çok güzel projeler oldu. İkisi de krizin ortasında yapılmasına rağmen satıldı. Yurtdışı ortaklıklar kurduk. Özellikle Rusya ile yoğun olarak çalışıyoruz.
Delta ve Omega Şirketlerimizi kurarken bilgi birikiminin çok önemli olduğunu farkındaydık. İleri mühendislik analizlerine önem verdik. Mühendislikte malzemeyi ekonomik kullanabilmek, zor konstrüksiyon çözümlerini kolaylaştırabilmek, gürültü, titreşim gibi faktörleri minimize edebilmek bağlamında gelişmiş mühendislik yapmak ve yazılım üretmek için Mesh isimli üçüncü şirketimizi kurduk. Mesh’te gemi inşa gibi karmaşık proje olarak sınıflandırılan faaliyetlerin süre, insan kaynağı, bütçe, talep planlamasını kontrol etmek için RITMIQ isimli güzel bir program geliştirdik. Açılımı “Resource Information Time Management with IQ”.
Ayrıca kendi imkanlarımızla geliştirdiğimiz gemilerin denge ve mukavemet hesaplarını yapan bir yazılımımız var. “Delta Load” adlı markasını taşıyan bu yazılımı dünyada 600’den fazla gemi fiili olarak kullanmaktadır. Şu anda yeni sürümünü hazırlamaktayız.
Talep doğrultusunda kafanızda oluşmaya başlayan tasarım fikirlerinden final üretime kadar ve hatta operasyonel anlamda kullanılacak tümleşik çözümlerin hepsini anahtar teslim mantığıyla üretiyoruz. Tabii bu kendiliğinden olmuyor. İyi yetişmiş insan gücü ve ilgili yazılımları yetkin bir şekilde kullanmak çok önem arz ediyor. Şirketlerimize çalışan arkadaşlarımızın bir kısmı fiili ortağımız diğer hepsi çözüm ortaklarımızdır. 2008 krizinden önce 100-110 kişilik bir kadromuz vardı. 8-10 ara eleman dışında hepsi kalifiye, doktoralı mühendisler de olmak üzere geniş ve başarılı bir kadroya sahiptik. Tabii kriz bizi de etkiledi, küçülmeye gittik. Tekrar büyüyebiliriz elbette.
Gemi sanayi, oldukça özel ve ustalık isteyen bir sanayi kolu. Sektörün duayenleri arasında sayılan ve üretimin her anına hakim biri olarak gemi yapımı hakkında neler söyleyebilirsiniz? 
Gemi mühendisliği konservatiftir. Yılların deneyimiyle gelişir. Çok fazla yeniliğe flaş değişikliklere açılmaz. Riskleri vardır. Gemi işi ağır sanayi dalıdır. Gemi inşa sanayi, hemen hemen bütün mühendislik dallarının kullanıldığı bir sanayi koludur. Şöyle ki; temeli gemi inşaatı olduğu için inşaat mühendisliği vardır. Malzeme mühendisliğini öngörebilirsiniz; çelikten yaparsınız, fiberden, ahşaptan, alüminyumdan yaparsınız. İçinde makina vardır, makina mühendisliğini ilgilendirir. Hidrolik sistemler vardır; hidrolik mühendisliği, boya koruma teknolojileri vardır, kimya mühendisliği girer işin içine. Çevre koruma olmazsa olmaz, çevre mühendisliği… Elektrik Elektronik Mühendisliği bağlamında bilinen bütün elektrik akımları (110-440 V) kullanılır. Uzay elektroniği, haberleşme teknolojileri, yön bulma, bilgisayar mühendisliği ve yazılım mühendisliği mutlaka vardır. Mimar ve iç mimari de işin içine girer. Bu kadar fazla mühendislik disiplini barındıran sanayi kolunda en önemli kavram projedir. Çünkü çizeceğiniz proje amaca uygun ürünü üretmenizin temel faktörü. Bu ürünü üretirken de göz önüne alınması gereken şeyler var. Maliyet ve emniyet çok önemli. Saydığım mühendislik disiplinlerini kullanarak bu faktörleri optimize etmek gerekiyor. Ve bunun anayasası projede belirleniyor. Emniyet de, estetik de, konfor da ve seçeceğiniz bileşenler sonucunda maliyet de projede belirleniyor. Yıllarca dışa bağımlılıktan kurtulsun Türkiye, dedik. Kendi ürününü üretemeyen insanlar dışa bağımlı olur. Kendi ürününüzü üretmeniz için de projenin size ait olması lazım. Adam size bir proje gönderiyor içine yerleştirdiği sistemi almazsan o projenin performanslarını kabul etmiyor. Uluslararası karteller proje firmalarını da bünyelerine kattılar. Projeleri neredeyse bedava veriyorlar. “İstediğin projeyi seç; ama benim makinamı veya ürünlerimi kullanacaksın” diyorlar. Savaş gemilerinde de lüks yolcu gemilerinde de bu böyle.
Yakın zamanda Türkiye’nin yerli mühendislerle tasarımını geliştirdiği ilk savaş gemisi olan Milgem projesini hayata geçirdiniz. Nasıl gelişti bu proje?
Türkiye’nin ilk gerçek yerli savaş gemisi Milgem projesinin mühendislik ve dizayn hizmetlerinde son 4-5 yılda görev aldık. Yerlilik oranının artırılmasının ana hedef olmasıyla projede Türk mühendis ve teknikerlerinin çalışması sağlanmış oldu. Heybeliada ve Büyükada korvetlerinin tasarımı ve mühendislik hizmetlerinde donanma subaylarımızla beraber yoğun bir çalışma tempomuz oldu. Askeri gemi platformlarını tanıdık. Heybeliada şu an uluslararası sularda yüzüyor. Arada “hayalet gemi” diye haberleri yapılır. Türkiye kendi savaş gemisini yapabildiğini ispatladığı için büyük rol oyuncuları arasına girdi. Daha önce gemileri Amerika’dan ya da Almanya’dan alıyorduk.
“Gemi inşa sanayi, hemen hemen bütün mühendislik dallarının kullanıldığı bir sanayi koludur. Bu kadar fazla mühendislik disiplini barındıran sanayi kolunda en önemli kavram projedir. Çünkü çizeceğiniz proje amaca uygun ürünü üretmenizin temel faktörünü oluşturur.”
Röportajın devamı için ST Ağır Sanayi ÇÖzümleri Dergisi`ni okuyun
DenizHaber.Com